Hayatın doğal akışı; İK sistemlerinin kurulması ve geliştirmesi, kurumsallaşma sürecinde İK’nın yönetimi konularına beni yöneltti.
Veriyle konuşan, objektif, diğer proseslerle işbirliği yapan bir İK yapısını barındırabilen organizasyonlarda çalışmaktan keyif alıyorum. Anlatmaktan ve öğrenmekten sıkıldığım bir gün dahi hatırlamıyorum, paylaşmanın gücüne inanıyorum. ICF akredite profesyonel koç olarak da; koçluk bakış açışını hem kendi hayatıma hem de çevreme yansıtmaktan mutluluk duyuyorum.
Yetiş İK Bloğuna gelince. Bu blog insan kaynakları sistemlerine ve iş hayatına dair söylenecek sözlerimin olmasından kaynaklanan bir sonuç. Sustuklarımız içimizde büyümesin, fikirler uçuşsun, bu ülkede yayın özgürlüğü hep olsun temennisiyle; Şubat 2014’ten bu yana bildiklerimi, öğrendiklerimi, gördüklerimi, fikirlerimi yazıyorum.
YETİŞ İK sayesinde, yine diğer blogger arkadaşlarımla aşağıdaki projelerde yer aldım:
- Dijital İK’nın E-Kitabı : “Dijital İK İç Kontrol Sistemleri ve Bilgi Güvenliğinin Sağlanması”
- İK Bloggerları Şirketlerde | Proje Ekip Üyesi
Bu da Yetiş İK’nın manifestosu:
- Şirketlerde anca afetler olunca “-Yetiş İnsan Kaynakları ! ” diyenlere yön verebilmeyi amaçlar.
- İnsan Kaynaklarına gönül vermiş, bu alanda çalışan profesyonellerin kendilerini sürekli yetiştirmelerini savunur.
- Fikirlerini özgürce söyleyen, sürekli değişimi ve gelişimi savunan, üretken, paylaşımcı insanları sever.
- İnsan kaynaklarının, her zaman, toplumsal gerçekleri/olayları, siyaseti ve ekonomiyi takip etmesi gerektiğini savunur.
- Hoşgörülü, mütevazı , yenilikçi, mutlu insanları sever, onlardan örülü bir dünyayı hayal eder.
- Eleştiriye ve öz eleştiriye açıktır.
- Nazım Hikmet’in, Dört Güvercin adlı şiirinden şu dizeyi çok sever : “İnsanların kanatları yok, İnsanların kanatları yüreklerinde.”
Sevgilerimle,
Ayşe Kirman